Beyin Tümörleri
Kafatası içinde gelişen tümörlere genel olarak Beyin Tümörleri denir. Bunlar iyi ya da kötü huylu tümörler olabilirler. Kafatasının kapalı bir kutu olması nedeni ile tümörün çevre dokularda yaptığı itilme ve beyin ödemine bağlı olarak hastalarda baş ağrısı, baş dönmesi, kusma ve bayılma gibi belirtilerle kendilerini belli ederler.
Beyin tümörleri kafatası içerisinde büyüyerek beyin üzerine baskı yaparlar. Bulundukları bölgeye ve baskı altında tuttukları beyin alanına göre bulgular ortaya çıkar. Ancak, öncelikle kafa içi basıncının artmasına bağlı belirtiler gösterirler.
Beynin ön kısmında yerleşen tümörler hastada ruhsal bozukluklara ve kişilik değişikliklerine neden olabilir. Hastalarda durgunluk, unutkanlık, aşırı sinirlilik veya psişik bozukluklar meydana gelebilir. Bazı tümörler beyinde lokal irritasyona neden olarak sara nöbetlerine neden olabilirler.
Tümörün tuttuğu beyin merkezlerine göre, parietal bölgedekiler vücudun karşı tarafında kısmi ya da tam felç, konuşma bozuklukları, okuma- yazma bozuklukları yada oksipital bölgedeki tümörler görme bozuklukları gibi belirtiler meydana getirebilirler.
Beyin dokusundan çıkan tümörlere genel olarak Glial Tümörler denir, erken belirti verirler. Yavaş ya da daha hızlı üreme kabiliyetine sahip olan tipleri vardır. Çoğunlukla tedavileri cerrahi olarak çıkartılmalarını gerektirir. Cerrahi tedavi sonrasında tiplerine göre ışın tedavisi veya kemoterapi uygulanabilmektedir.
Beyin zarlarından köken alan tömürler ise Menengioma olarak adlandırılırlar. Beyine basınç yaparak, kendilerini gösterirler, beyin dokusuna genel olarak yayılmazlar. Ancak bazılarını yerleşim yeri nedeni ile cerrahi olarak çıkartılmaları ya mümkün olmayabilir ya da çıkartılmaları halinde hastada ileri nörolojik sekeller kalabilir.
Sinirlerden kaynaklanan tümörler ise Nörinom ya da Schwannom adını alırlar. Çoğunlukla kafa içinde seyreden sinir uzantılarından çıkarlar.
Ayrıca beynin bir uzantısı olan hipofiz bezinden köken alan Hipofiz Adenomları da vardır. Hipofiz Adenomları vücudun hormonal dengesi üzerinde etkilidirler. Eğer hormon salgılayan tipte ise salgıladığı hormon tipine göre hastalarda belirtiler ortaya çıkar ve çoğunlukla daha erken evrede fark edilebilirler. Hormon salgılamayan tipleri ise daha geç evrede fark edilirler. Bunlar çoğunlukla görme sinirlerine baskı yaparak hastalarda görme bozukluklarına yol açarlar.
Ayrıca vücudun diğer bölümlerinde oluşan kanser hastalığına bağlı tümörler de beyine yayılabilir. Bu tümörlere genel olarak Metastatik Tümörler denilmektedir. Özellikle akciğer, meme, böbrek ve prostat kanserleri beyine ve omuriliğe yayılabilirler.