Böbrek Tümörü
Böbreklerin idrarın oluşup aktığı bölümü ve dış kısmından kaynaklanan kanserlerin tedavisi ve sebepleri farklılıklar gösterir.
Burada bahsedilen böbreğin dış kısmından, kabuk kısmından kaynaklanan kanserlerdir. Üroloji dilinde bu tümörler, Renal Cell Carcinom kelimelerinin baş harflerinin kısaltması olan “RCC” diye anılır.
Bütün dünyada her yıl 300.000 yeni böbrek kanseri teşhis ediliyor.Gelişmiş, endüstrileşmiş ülkelerde bu hastalık daha sık görülüyor. Bütün bir ömürde bir erkeğin böbrek tümörüne yakalanma ihtimali 1/69 iken bir kadında bu oran 1/116 dır. Yani erkeklerde çok daha fazla rastlanıyor.
Eskiden böbrek kanseri yaşlıların hastalığı olarak bilinir ve genellikle 65 yaş üstünde karşımıza çıkarken günümüzde radyolojik tanı yöntemlerinin sık kullanılması ve gelişmiş toplumlarda check-up kavramının gelişmesi ile daha genç yaşlarda karşımıza çıkmaya başlamıştır.
Böbrek kanserinin nedenleri arasında en sık görülenleri;
- Sigara içimi
- Obezite (şişmanlık)
- Hipertansiyon (yüksek tansiyon hastası olmak)
- Böbrek kanserinin klasik
belirtileri olan:
Karında kitle, idrardan kan gelmesi, karın ağrısı ve zayıflama ancak hastaların %7’sinde karşımıza çıkıyor, çünkü günümüzde hastaların %50 den fazlası başka şikayetler ile bir sağlık kuruluşuna başvuran ve tesadüfen böbreğinde tümör saptanıp ürolojiye yönlendirilen hastalardır. Daha öncede bahsedildiği gibi günümüzde böbrekteki tümör kitlesi henüz küçükken teşhis edildiği için böbrek tümörlerinin kendine özgü belirtisi yok, ancak böbrekteki kitleden üretilen bazı hormonlar kana pompalanır ve kanımızda dolaşırlar, bu maddeler bazı hastalıklara ve belirtilere neden olur, bu belirtilere “Paraneoplastik Sendrom” deniyor.
Bu belirtilerden en önemlileri şunlardır:
- Tansiyon yükselmesi (hipertansiyon)
- Sebepsiz ateş
- Kilo kaybı (zayıflama)
- İzah edilemeyen kansızlık (anemi)
- Kanda sedimentasyon ve/veya CRP yükselmesi
- Kanda karaciğer testlerinin bozuk çıkması
- Böbrek Tümörü Tedavisi
Böbrek kanserinin tedavisi, tanı konduktan sonra mümkün olabilen en kısa zamanda ameliyat olmaktır. Yani tedavisi “Cerrahi tedavi”dir. Deneyimli ellerde yapılan cerrahi ile çok olumlu sonuçlar alınmaktadır. Eğer tümör uzak organlara yayılmamış ise sadece cerrahi tedavi yeterli olmaktadır. Böbrek kanseri tedavisinde yapılan cerrahi tedavi kanserli böbreği çevresindeki dokularla birlikte (tümörün ameliyat sırasında açılıp etrafa saçılmaması için) çıkarmaktır.
Bu ameliyatın adı “RADiKAL NEFREKTOMİ” dir. Bu ameliyat oldukça büyük bir ameliyat olup genel anestezi ile yapılmaktadır. Bu ameliyatı Klasik açık cerrahi ya da Laparoskopik cerrahi ile gerçekleştirmek mümkündür. Biz bu ameliyatı böbrekteki tümörün boyutlarını göz önüne alarak “Laparoskopik Cerrahi” ile gerçekleştiriyoruz.
Laparoskopik Cerrahi
Laparoskopi karın cildine 3-4 adet delik açarak vücut içine karbondioksit gazı vererek karın içini şişirip endoskopik kameralarla bu deliklerden içeriye girmek ve hastalıklı organı çıkarmaktır. Açık cerrahi ile aynı prensiplerle uygulanır, mutlaka genel anestezi ile yapılır.
Ameliyattan önce hastayı yatırıp gerekli hazırlıkları takiben ameliyatı gerçekleştiriyoruz, yoğun bakım ihtiyacı olmaz ise aynı gün hasta yatağına geri dönüyor ve 3. Gün evine çıkabiliyor. Laparoskopide vücutta büyük kesiler olmaması nedeniyle hastanın ameliyat sonrası iyileşmesi daha konforlu olmaktadır.
AVANTAJLARI:
- Karın zarı dışından yapıldığında
- bağırsak yaralanma riski yoktur
- Kısa süreli hastanede kalma ve hızlı iyileşme
- Ameliyat sonrası daha az ağrı ve daha az ağrı kesici kullanma ihtiyacı
- Normal günlük aktivitelere kısa sürede dönme
- Küçük ameliyat kesileri nedeniyle kozmetik görünüm
- Yüksek çözünürlüklü görüntü
- Büyük büyütmeli görüntü
- İnce ve narin özelliklere sahip
- laparoskopik cerrahi aletlerle ameliyatın gerçekleştirilmesi
Böbreği korumak ve sadece tümörü çıkarmak mümkün mü?
Günümüzde radyolojik tetkiklerin daha sık kullanılır hale gelmesi, tıp teknolojilerinin ilerlemesi ve check-up kavramının yerleşmesi ile böbrek tümörlerini oldukça küçük boyutlarda yakalayabiliyoruz. Bu hastalarda “Nefron Koruyucu Cerrahi” ya da “Parsiyel Nefrektomi” diye adlandırdığımız sadece tümörlü kısmın çıkarıldığı, böbreğin tamamen alınmadığı ameliyat tekniğini uyguluyoruz.
Bu ameliyatın uygulanabilmesi için tümör çapının 6 cm den daha büyük olmaması ve böbreğin uygun yerinde olması gerekiyor. Tümör büyüklüğü burada çok önemli, 7 cm den büyük tümörlerde sadece tümör çıkarılırsa daha sonra kalan böbrek içinde yeni tümör gelişimi ihtimali çok yüksektir. Bu nedenle 7 cm ve daha büyük tümörlerde tümörlü böbreği olduğu gibi çıkarmak gerekir. Özellikle böbrek fonksiyonları iyi olmayan, ya da tek böbrekli ya da her iki böbreğinde aynı anda tümör saptanan olgularda “Parsiyel Nefrektomi” ameliyatını uyguluyoruz. Böylece hastaların böbrek fonksiyonları belli ölçüde korunmuş oluyor.
Bu ameliyatı uygulayabilmek için tümörün böbreğin uygun yerinde olması ve 6 cm den daha büyük olmaması ve ekibin bu konuda oldukça deneyimli olması gerekiyor.
İlerlemiş hastalıkta cerrahi tedavi herkese uygulanır mı?
Metastatik Böbrek Tümör Cerrahisi oldukça riskli ve zor bir ameliyattır, bu nedenle bu konuda tecrübe sahibi ekipler tarafından, yeterli alt yapıya sahip hastanelerde uygulanmalıdır. Ameliyat öncesi tarama tetkiklerinde beyin ve karaciğere yayılım olmamalıdır. Hastanın genel vücut performansı bu ameliyatı uygulamak için yeterli olmalıdır. Eğer daha önce tümöre biyopsi yapılmış ise sarkomatoid elemanlar olmamalıdır.