Huzursuz Bacaklar Sendromu
Huzursuz bacaklar sendromu (HBS) uyku ile ilişkili bir hareket bozukluğudur. Toplumda sık görülmesine rağmen fazla bilinmeyen bir hastalıkdır. Hastalar istirahate çekildiklerinde ve özellikle geceleri yoğun şekilde bacaklarındaki rahatsız edici his nedeniyle bacaklarını hareket ettirme isteği duyarlar. Belirtileri hastadan hastaya değişkenlik gösterir. Hastaların çoğu bacaklarındaki rahatsız edici hisleri tarif etmekte güçlük çekerler.
Sıklıkla ‘uyuşma’ ya da ‘karıncalanma’ şeklinde tarif edilir. Bu kramp ya da ağrıdan farklı bir histir. Bacaklardaki bu huzursuzluk hissi en sık olarak baldırlardır. Hareketsiz şekilde oturmak ve yatmak bacaklardaki bu hoş olmayan hisleri artırır. Bacakları hareket ettirmek ve germek ise yakınmaları geçici ve kısa bir süre için azaltır. Çoğu hasta ise rahatlamak için yataktan kalkarak gezinmek zorunda kalır. Bazı hastalarda bacaklar yanında kollarda da benzer hoş olmayan hisler vardır. Bazı HBS hastalarının yakınmaları sürekli değilken diğerlerininki her gece ortaya çıkar. Bu nedenle hastaların birçoğunun uyku kalitesi bozuktur. İyi uyuyama sonucu gün içinde çok yorgun olabilirler. Yine bu nedenle mesleki ve sosyal yaşamları aksayabilir. Gün içi uykululuk hali HBS’nun yarattığı sorunlardan sadece biridir. Bu hastalar sıklıkla araba ya da uçak yolculuklarında çok zorlanabilirler. Benzer şekilde uzun süreli oturmaları gereken sinema, tiyatro ve iş toplantılarında da güçlük çekerler. HBS kalitesiz uykuya neden olması ve uyku bölünmelerine yol açması nedeniyle anksiyete ve depresyona yol açabilir.
HBS ne sıklıkta ve kimlerde görülür?
Ülkemizde her 100 kişiden üçünde bu hastalık bulunmaktadır. Batı ülkelerinde 100 kişide 3-5 hatta daha yüksek oranlar bildirilmektedir. Her iki cinsiyette ve tüm yaş gruplarında görülmekle birlikte kadınlarda ve yaşlılarda daha sık görülmektedir. Özellikle ailesinde HBS bulunan çocuklarda da HBS görülebilmektedir. Bazen çocuklardaki bu yakınmalar yanlışlıkla ‘büyümeye bağlı ağrılar’ olarak nitelendirilmektedir. Bazen de bu çocuklara yanlışlıkla dikkat eksikliği-hiperaktivite sendromu tanısı konulmaktadır. Oysa ki bu çocuklar hiperaktif olduklarından değil HBS nedeniyle bacaklarını hareket ettirme gereksinimi duydukları için yerlerinde duramamaktadır. Özellikle uyku vakti geldiğinde ağlayan, huzursuzlanan, yatmak istemeyip, gezinen çocuklarda akla gelmelidir.
Hastalığın kendiliğinden gerilemesi bazı özel durumlar dışında nadirdir. Sıklıkla altta yatan bir neden bulunmaksızın yıllar boyunca aynı seyirde gider. HBS gebelikte ortaya çıkabilir ya da şiddetlenebilir. Özellikle gebeliğin son 6 ayında bu durum daha belirgin hale gelebilir.
HBS’nun nedeni nedir?
HBS yakınmaların tarifinde güçlük yaşanması nedeniyle özellikle uzman olmayan hekimlerce yanlışlıkla psikolojik bir hastalığın belirtisi gibi yorumlanabilir. Ama HBS psikolojik bir hastalık değildir. Hastalığın nedeni kesin olarak bulunmuş değildir. Özellikle beyinde aracı görevi yapan bir madde olan dopamini artıran ilaçlar tedavide etkili olmaktadır. Bu hastalığın dopamin içeren nöron devrelerinin fonksiyon bozukluğu sonucu geliştiğini düşündürmektedir. .
Bazı hastalıklarda HBS görülme sıklığı yüksektir. Demir eksikliğine bağlı kansızlık, bacaklarda kan dolaşımı bozukluğu, bel fıtığı ya da bacak sinirlerinde bozukluk, böbrek hastalıkları, kas hastalıkları, alkolizm, bazı vitamin ve mineral eksiklikleri HBS için zemin hazırlamaktadırlar.
HBS genetik geçişli de olabilir. Eşlik eden yukarıdaki hastalıklardan biri bulunmayan HBS hastalarının akrabalarından birinde HBS bulunması olasılığı %50’dir. Bu da hastalığın genetik geçişli olabildiğini gösteren bir işarettir. Bu genetik geçişli form sıklıkla genç yaşlarda, hatta bazen çocukluk yaşlarında başlayabilir ve tedavisi genetik olmayan forma göre daha güçtür.
Bazı depresyon ilaçları, alerji ilaçları ve ağrı kesiciler HBS belirtilerini ağırlaştırabilirler ya da ortaya çıkarabilirler. Kafein, alkol ve sigara kullanımı hastalığın belirtilerini ağırlaştırır.
HBS tanısı nasıl konur?
HBS tanısı nöroloji uzmanları ya da uyku hastalıklarıyla uğraşan uzman hekimler tarafından konulur. Henüz HBS tanısını koyduracak bir kan testi ya da film bulunmamaktadır. Tanı hekimin ayrıntılı bir hastalık öyküsü alması ve fizik muayene yapmasıyla konulmaktadır. HBS bulguları genellikle oldukça tipiktir ve tanı için ek testler gerekmez. Tanı koymak için gerekli 4 temel kriter: 1- Hastalığın başlangıç döneminde belirtilerin sabah olmaması veya ihmal edilebilir düzeyde olması, 2- Bacaklarda huzursuzluk hissi ve buna bağlı olarak hareket ettirmek için çok yoğun istek çoğu kez kalkıp gezinmek zorunda kalmak, 3- Belirtilerin dinlenme, gevşeme veya uyuma ile tetiklenmesi, 4- Hareket ile belirtilerde yatışma ve hareket süresince bu rahatlamanın devam etmesi HBS tanısı koymak için yeterlidir. Tanıda şüphe olduğunda ya da HBS’nun ortaya çıkmasını kolaylaştıran ek bir hastalık varsa bunun saptanması için kan tetkikleri, EMG ya da tüm gece yapılan uyku tetkiki (polisomnografi) gerekebilir.
HBS nasıl tedavi edilir?
HBS’nun ortaya çıkmasını kolaylaştıran ya da neden olan başka bir hastalığın bulunup bulunmadığının saptanması için kan tetkikleri, ENMG gibi tetkiklerin yapılması gerekir. Bu hastalıklar arasında demir eksikliği anemisi, diyabet ve artrit yer alır. Bazı ilaçların kullanımı da HBS yakınmalarını artırabilir. Bu hastalıkların tedavisi ya da ilaçların kesilmesi bazen yakınmaların azalmasını, nadiren de kaybolmasını sağlayabilir. Ancak çoğu zaman bu kolaylaştırıcı hastalıklar en uygun şekilde tedavi edilse de HBS ile ilgili yakınmalar devam eder. Zaten hastaların yarısından çoğunda da altta yatan kolaylaştırıcı bir hastalık ya da ilaç kullanımı yoktur. HBS’nun hafif formlarında çoğunlukla hastanın kendisinin keşfettiği sıcak banyo, bacak masajı, sıcak havlu, buz uygulaması, ağrı kesiciler, düzenli egzersiz ve kafeinli içeceklerden kaçınma gibi tedbirler yararlı olabilir. Akşamların yoğun zihinsel aktivite gerektiren bulmaca çözmek gibi işler yapan hastaların bazılarında da yakınmalar gerileyebilir. Ancak orta ve ağır derecede HBS olan hastalarda bu tedbirler yetersiz kalır ve HBS tedavisinde kullanılan ilaçlardan almaları gerekir. İlaçların etkinliği hastadan hastaya değişebilmektedir. İlaç seçiminde eşlik eden hastalıklar, yaş, hastalığın ağırlık derecesi gibi faktörler dikkate alınmalıdır. Tüm ilaçların yan etkileri vardır. Bu nedenlerle özellikle tedavinin ilk aylarda çoğu zaman yakın takip gerekir.